18 Mart Çanakkale Deniz Zaferi Ve Şehitleri Anma Günü

Orhan Arslan

Birinci Dünya Savaşı'ndaki pek çok cephe ve muharebe alanları arasında, tarafları en çok etkileyen, bugün de dünya tarih literatüründe en çok anılan cephe olan Çanakkale'de, dünya denizlerine çıktığından bu yana hiç yenilmeyen, bu özelliğiyle de "yenilmez armada" olarak tarihe geçen İngiliz donanması ağır bir yenilgiye uğratıldı. İngiltere, Fransa, İtalya'nın sömürge ülkelerinden getirdiği milletlerin çocuklarını savaşa sürmesinin yanı sıra kara, deniz ve hava kuvvetlerinin ilk kez kullanılmasıyla da özel bir öneme sahip Çanakkale'de dünya muharebesi yaşandı.

         Birinci Dünya Savaşı'nın hemen öncesinde girdiği savaşlar, ülke içindeki karışıklıklar ve ekonomik sıkıntıların yanı sıra çeşitli sorunlarla uğraşan Osmanlı Devleti, girmek istemediği savaşa itilerek dahil edildi. Avrupa'daki savaşın mevzi çatışmalarına dönüşmesi üzerine İngiltere, Çanakkale ya da Balkanlar'da yeni bir cephe açıp İstanbul'u ele geçirerek, Osmanlı Devleti'ni Almanya'dan ayırmayı amaçladı. Osmanlı güçlerinin 3 Şubat 1915'te Süveyş Kanalı'na taarruzu sonuç vermeyince İngiltere, Mısır'daki güçlerini boğazlara yöneltti. Bütün planlarını önceden yapan ve kesin kazanacağını düşünen İngiltere donanması, Türk milletinin tecrübesi, bilgisi ve askerlerinin birikimiyle Çanakkale'ye gömüldü.

         İtilaf devletleri, 12'si İngiliz, 4'ü Fransız olmak üzere 16 muharebe gemisi, 6 muharip, 14 mayın arama tarama ve 1 uçak gemisinden oluşan donanmasıyla 19 Şubat 1915 sabahı, ''Müstahkem Mevki Methal Grubu Bataryaları''na bombardıman başlattı. Methal Grubu'nda Ertuğrul, Seddülbahir, Kumkale, Orhaniye bataryaları ile Erenköy civarında yerleştirilmiş bir kısım seyyar obüs bataryası, Merkez Grubu'nda ise Anadolu ve Rumeli bataryaları bulunuyordu. Hava şartlarının olumsuzluğu nedeniyle ikinci bombardıman 25 Şubat'ta yapıldı. 26 Şubat-17 Mart arasında ise itilaf devletleri donanması ileri teknoloji sistemleriyle mayın arama taraması gerçekleştirdi. Ancak 17-18 Mart gecesi Binbaşı Nazmi Bey ve Yüzbaşı Hakkı Bey'in komutasındaki Nusrat Mayın Gemisi, Erenköy koyuna ve Boğaz'a mayın döşedi.

            18 Mart günü zorla geçiş için saat 10.30’da zırhlılar Boğaz’a girdi. Uzun menzilli 38 cm.lik toplarla boğaz tahkimatına bomba yağdırmaya başladılar. Sayıca da az olan Türk topçuları menzil yetersizliğinden başlangıçta cevap vermeseler de menzile giren gemiler yoğun bir şekilde ateş altına alınıyordu. İlerleyebilen gemilerden Bouvet zırhlısı, her na kadar boğaz mayınlardan temizlense de Nusret mayın gemimizin döktüğü mayınlardan birine, saat 14.10 sularında çarpıp sulara gömülmüştü. Ardından Agamemnon, Suffren ve Gaulois zırhlıları Türk topçusu tarafından ağır bir şekilde yaralanmış, 16.00 sularında da iki zırhlı daha (Inflexible ve İrresistible) mayına çarparak biri batmış, diğerleri de görev yapamaz hale gelmişti. Saatler 17.50’yi gösterirden bu yenilmez armada yenilgiyi kabul edip boğazdan çekilmeye çalışırken bir zırhlı daha (Ocean) Nusret’in mayınlarından birine çarparak boğazın derin sularına gömülmüş ve mağrur düşman Çanakkale Boğazı’nı gerçek sahiplerine terk etmek zorunda kalmıştı. 6.5 saat süren savaş sonunda yenilmez armada savaş gücünün üçte birininin yanında 900 askerini de kaybetmişti. Bizin kaybımız 58’i şehit, toplam 132 olmuştu. O günün Düvel-i Muazzaması İngiliz ve Fransızlar; Birinci Cihan Harbi’nin ilk yenilgisini Çanakkale’de, Kahraman Mehmetçiğinin azim ve kararlılığı karşısında tatmıştı. “Çanakkale Gezilmez”di, geçemediler. Ardından Çanakkale’yi geçmeyi Düvel-i Muazzama bir daha deneyecek, Gelibolu’da da tarihin karşılarına çıkaracağı asrın en büyür Komutanı Mustafa Kemal ve onun kahraman askerleri karşısında bir daha kaybedecekti. Olağanüstü anların yaşandığı bu zafer, tarihe "Çanakkale Deniz Zaferi" olarak geçti ve Çanakkale'nin geçilmezliği tüm dünyaya ispat edildi.

         Çanakkale Deniz Zaferi’nin 106 ncı yıldönümünü büyük bir coşku ile kutlarken bu Yüce Vatan uğruna hayatlarını feda eden aziz şehitlerimizi şükran, minnet ve rahmetle anıyoruz. Ruhları şad olsun.