Konuk Yazar Ercan Pala: Demek ki oluyormuş...

"Dünyayı kasıp kavuran pandemi sonrası 2022’den çok ümitliydik, belki COVİD açısından düzeldi ancak özellikle ekonomi tarafında bizi pandemi den beter etti. Bir de üstüne üstlük coğrafi konumumuzdan dolayı üç günde bitecek denen Ukrayna-Rusya savaşından da bir o kadar etkilendik.
 
Ha; İktidarın garip para politikalarının, tuhaf uygulamalarının bundaki payı çok büyük. Hani Avrupa bizi kıskanıyor ya! Onlar hem pandemi den hem de savaştan bizden çok daha fazla etkilenseler de, 2022’yi güçlü ekonomileri ve ağzına kadar dolu hazineleriyle kat kat daha iyi geçirdiler.
 
İşin genelini böyle, siyaset desen her şey, 2023’te yapılacak seçime endekslenmiş durumda, ülke şu anda siyahla beyaz gibi ikiye ayrıldı. Arada çok azda olsa gri alanlar var, sanki seçimin kaderini de o gri alanlardakiler belirleyecek, onların son andaki tercihleri kazananı ilan edecek.
 
O muhalefetin adayı kim olacak, Kılıçdaroğlu mu, İmamoğlu mu, Mansur Yavaş mı, küçük bir ihtimal de olsa dördüncü bir isim mi o konuları es geçelim. Mesele kişilerden büyük çünkü, ya devam-ya tamam durumu var, kim kazanacaksa o aday gösterilmeli, gerisi laf-ü güzaf.
 
Belki bu seçim değil ama Erdoğan sonrası siyaseti dizayn etmeye uğraşanların aslında bir önceki yerel seçimde sahaya sürdüğü Ekrem İmamoğlu ile ilgili naçizane düşüncelerimizi, siyasette 24 saatte çok uzun olsa da, yıllar sonrasının Erdoğan’ı yapılmak istenmesi meselesine sonra gireriz.
 
Biz gelelim asıl konumuza yerel yönetimlere. Hani muhalefetin en büyüğü CHP’nin Büyükşehirler bazında en çok belediyeye sahip olduğu İzmir’e. Ülke genel seçime kitlendiği için yereldeki başarılar ve başarısızlıklar geri planda kalıyor, koltukta geçen 3,5 yılın bilançosu arada kaynıyor.
 
Yerelde ki başarı kıstasları genel olarak ilçenin ihtiyacı olan konuları çözmek, ilçeyi hemen hemen her konuda ileriye taşımak ve tüm bunları yaparken de en önemlisi parayı iyi kullanmak, doğru yerlere harcamak, ekonomik tabirle bütçeyi en kötüsü denk götürmektir.
 
Hele hele ortada bunu başaran bir başkan var ise ‘’İktidar vermiyor, yaptırmıyor’’ bahanesi ne halkta, ne de siyasette hiçbir karşılık bulmaz. Hadi küçük ilçeleri pas geçelim, metropolde olan 10 ilçeye bakalım hatta bunlardan Narlıdıdere, Balçova ve Gaziemir’i de buraya alalım.
 
Geriye kaldı, Konak, Karabağlar, Buca, Bornova, Bayraklı, Karşıyaka, Çiğli. Ve bu 7 ilçeden sadece bir tanesinin bütçesi denk, 2023’e borçsuz giriyor. Aklınıza ‘’İş mi yapmadı, ondan mı ‘’ sorusu gelirse de tam tersi ciddi yatırım gerektiren, araç, yurt, asfalt şantiyesi, altyapı işleri mevcut.
 
Diğerlerinde yapılan işlere bakıp artıdan-eksiye bir sıralama yaparsak, Konak, Karabağlar, Buca, Bayraklı, Karşıyaka, Çiğli sıralaması oluyor. Çiğli 2023’e 1 milyar 300 milyon lira gibi devasa bir borçla giriyor. Keza Karşıyaka, borcu Çiğli’den az olsa da ortada elle tutulur bir iş yok.
 
Bizim işimiz eleştirmek ama hak eden olduğunda da hakkını vermek. Bu durumda; Bornova Belediye Başkanı Dr. Mustafa İduğ, bu hakkı sonuna kadar hak ediyor. Demek ki yetimin hakkı olan her kuruşu doğru ve planlı harcıyor ki ‘’Vermeyen iktidara’’ rağmen sonuç alıyor.
 
Ne demiş atalarımız ‘’İş bilenin, kılıç kuşananın’’, bize de düşen bu başarıyı duyurmak ve alkışlamak."